Son yıllarda Türkiye’nin başkenti Ankara, sosyal sorunları ve gençlik problemleri ile gündemde. Akran şiddeti, yalnızca Tokyo, New York gibi büyük metropollerde değil, aynı zamanda Anadolu şehirlerinde de karşılaşılan bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Akran zorbalığı, bireylerin birbirine yönelik fiziksel veya duygusal zarar verme eylemi olarak tanımlanıyor ve özellikle gençler arasında yaygın bir şekilde ortaya çıkıyor.
Ankara'da son dönemlerde artan akran şiddetinin nedenleri üzerine birçok varsayım mevcut. Gençler arasındaki sosyal baskılar, teknoloji ile birlikte hızlı değişen sosyal normlar, medyanın şiddeti özendiren içerikleri ve aile içindeki olumsuz dinamikler, gençlerin şiddet davranışlarına yönelmesine sebep olabiliyor. Eğitim kurumlarının bu durumu yeterince ciddiye almaması, toplumsal bilinç eksiklikleri ve ön yargılar, durumu daha da kötüleştiriyor. 2023 yılı itibarıyla, okullar arasında yapılan araştırmalarda, öğrencilerin %30'unun bu tür şiddet olaylarına tanık olduğu, bunun %15'inin ise aktif olarak şiddetin mağduru olduğu tespit edildi.
Ankara'daki akran şiddetinin önlenmesi, tüm toplumun ortak sorumluluğu olarak öne çıkıyor. Öncelikle, okul psikologlarının ve rehberlik uzmanlarının bu tür davranışları önceden tespit etmesine yardımcı olacak daha etkin bir eğitim sürecinin uygulanması gerekiyor. Öğrencilerin duygusal ve sosyal gelişimlerini destekleyecek atölye çalışmalarının artması, aşağılayıcı davranışların önüne geçebilir.
Özellikle ailelerin, çocuklarının sosyal becerilerini geliştirmeleri konusunda bilinçlenmeleri şart. Aile içi iletişim, çocukların duygusal gelişiminde büyük rol oynar. Akran şiddeti ile ilgili, aile içinde yapılacak bilinçlendirme toplantıları ve eğitim programları, çocuklarda empati duygusu geliştirebilir. Duygusal zekanın artırılması, şiddet davranışlarının azalmasına katkıda bulunacaktır.
Bunun yanı sıra, dijital ortamda gençlerin karşılaştığı zorbalık sorunlarının da göz ardı edilmemesi gerekiyor. Sosyal medya platformları üzerinden gerçekleşen bu tür olaylarda, platformların daha fazla sorumluluk alması ve gençleri koruyucu politikaların geliştirilmesi şart. Teknoloji ve sosyal medyanın etkisinden faydalanarak, gençler için duygu paylaşımı ve destek ağları oluşturulabilir.
Ankara'da artan akran şiddeti, yalnızca bir çocuk veya gençlik sorunu değil, tüm toplumun geleceğini tehdit eden önemli bir sorun. Her bireyin, çocukların daha sağlıklı bir ortamda yetişmesi için üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekiyor. Eğitim kurumları, aileler, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları, bu sorunla ilgili iş birliği yaparak kalıcı çözümler geliştirmelidir. Ankara’da şiddetin son bulması için hepimize düşen görevler var. Bu konu üzerine daha fazla düşünüp, harekete geçmeliyiz.