Ülkemizin edebiyat dünyasında önemli bir yere sahip olan yazar Süha Oğuzertem, geçtiğimiz günlerde meydana gelen trajik bir yangın sonucunda hayatını kaybetti. 67 yaşındaki Oğuzertem, Türk edebiyatının önemli seslerinden biri olarak, birçok eserinde derin karakter analizleri ve dönemin toplumsal dinamiklerini ustaca işleyerek okurlarının gönlünde taht kurmuştu. Bu kayıp, özellikle edebiyat severler ve sanat camiası için büyük bir üzüntü kaynağı oldu.
Süha Oğuzertem, 1956 yılında İstanbul'da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra, edebiyat alanında çalışmalarını yoğunlaştırdı. Yazarlık kariyerine kısa öykülerle başlayan Oğuzertem, daha sonra roman ve deneme alanında da eserler vermeye başladı. 'Kayıp Zamanın Peşinde' isimli romanı, yazarın en bilinen eserlerinden biri olarak edebiyat çevrelerinde geniş yankı buldu. Eserlerinde sıkça toplumsal meseleleri, bireyin içsel yolculuğunu ve insan ilişkilerinin karmaşık doğasını kaleme alan Oğuzertem, Türk edebiyatında kendine has bir üslup oluşturdu.
Birçok edebiyat ödülüne layık görülen Oğuzertem, eserlerinde kullandığı didaktik dil ve akıcı anlatımıyla okuyucularının beğenisini kazanmayı başardı. Edebiyatına olan tutkusu, onun sürekli olarak yeni şeyler denemesine ve farklı türlerde eserler yazmasına olanak sağladı. Yazar, hayatta iken, yazdığı kitaplar ve katıldığı paneller aracılığıyla genç yazar adaylarına ilham vermeyi teşvik ediyordu. Kendisi, kaleme aldığı eserlerle birçok neslin yüreğine dokunmuştu.
Süha Oğuzertem’in hayatını kaybettiği yangın, İstanbul'un bilinen tarihi semtlerinden birinde, yaz aylarının ortalarında kontrolden çıktı. Yangının çıkış sebebi henüz netlik kazanmadı; ancak, ilk belirlemelere göre elektrik kontağından kaynaklandığı tahmin ediliyor. Yangın sırasında evde yalnız kalan Oğuzertem’in komşuları, zamanında yardıma koşmasına rağmen alevlerin hızla yayılması nedeniyle durumu kontrol altına alamadılar. Yangın ekiplerinin olay yerine kısa sürede intikal edilmesine rağmen, ne yazık ki Oğuzertem, bu felakete engel olamadı.
Bu üzücü olay, Oğuzertem'in yakın çevresi tarafından derin bir üzüntüyle karşılandı. Sanat ve edebiyat camiasından birçok kişi, sosyal medya hesaplarından başsağlığı mesajları paylaşarak yazarın vefatını kederle karşıladı. Oğuzertem'in hayranları, sosyal medya platformlarında #SühaOğuzertem etiketiyle özlem dolu paylaşımlar yaparak, onun edebi mirasını yaşatmaya çalıştılar. Edebiyat dünyası, böyle büyük bir yeteneğin kaybını asla unutmayacaktır.
Oğuzertem’in ölümü, edebiyat severler arasında bir dayanışma ruhunu da pekiştirdi. Eserlerine her zaman değer verileceği ve sanatının yaşatılacağı konusunda hemfikir olan topluluk, onun hatırasını anmak için etkinlikler düzenlemeye başladı. Şimdi, Oğuzertem’in anısını yaşatmak ve eserlerini geleceğe taşımak, yalnızca hayranlarının değil, tüm edebiyat camiasının sorumluluğu haline geldi.
Süha Oğuzertem, sadece bir yazar değil, aynı zamanda felsefi derinliklere inen bir düşünce adamıydı. Okurlarına sunduğu kitaplar ve katıldığı etkinliklerle, edebiyatın sınırlarını zorladı ve okuyucuya farklı bakış açıları “sunmayı” başardı. Onun eserleri, yalnızca okuyucuları değil, yeni nesil yazarları da etkileyen bir ilham kaynağı olmuştur. Aramızdan ayrılmış olması, edebiyatımızda derin bir boşluk yaratmıştır.
Sonuç olarak, Süha Oğuzertem’in ölümü sadece bir bireyin kaybı değil, Türk edebiyatının büyük bir sesinin susturulması anlamına gelmektedir. Onun eserleri, yaşamından sonra da genç kuşaklara yön verecek ve literatürde yer almayı sürdürecektir. Edebiyat severler ve yazarlar, onun hayatını, yazdıklarını ve düşüncelerini yaşatmak için bir araya gelecek, bu büyük kaybı unutturmamak adına elinden geleni yapacaktır.