Hem ülke içindeki siyasi muhalefet hem de halk arasında Trudeau'nun görevde kalıp kalmaması konusunda yoğun bir tartışma sürüyor. Trudeau’nun 2015’teki göreve gelişinden bu yana üç genel seçim geçirmiş olması ve son seçimlerde zayıflayan siyasi desteği, istifa baskılarının giderek artmasına neden oldu.
Özellikle 2023’te yaşanan bir dizi olay, Trudeau'nun liderliğine duyulan güveni zayıflattı. Ekonomik sıkıntılar, enflasyonun yükselmesi, konut krizi ve sağlık hizmetlerindeki yetersizlikler, Trudeau hükümetine yönelik eleştirileri artırdı. Muhalefet partileri, bu sorunların Trudeau'nun yönetiminde çözülemediğini savunarak, onun görevden ayrılmasının gerekliliğini vurguluyor.
Ayrıca Trudeau’nun özel hayatına dair çıkan haberler ve skandallar da kamuoyunda olumsuz bir algı yaratmış durumda. Özellikle boşanma süreci ve siyasi kariyerine yönelik eleştiriler, halk arasında bir güven krizine neden oldu. Muhalefet lideri Pierre Poilievre, bu durumu fırsat bilerek Trudeau'ya istifa çağrılarını sıklaştırdı. Muhafazakâr Parti ve diğer muhalefet partileri, yeni bir liderliğin Kanada’nın sorunlarını daha etkili bir şekilde çözebileceğini savunuyor.
Ancak Trudeau, şu ana kadar bu çağrılara boyun eğmiş değil. Liberal Parti’nin içinde de bazı kesimlerin lider değişikliği istediği bilinse de, parti genelinde Trudeau’ya hala güçlü bir destek var. Ayrıca Trudeau'nun, görev süresini tamamlayıp bir sonraki seçime kadar başbakanlık pozisyonunda kalmayı planladığı da ifade ediliyor.
Önümüzdeki dönemde Trudeau üzerindeki istifa baskısının daha da artması muhtemel. Ekonomik ve sosyal sorunlar derinleşirse, Trudeau'nun liderliği sorgulanmaya devam edecek ve bu da siyasi geleceği üzerinde önemli bir etki yaratabilir.