Sosyal güvenlik uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik, Türkiye’deki emeklilik sistemi hakkında yaptığı açıklamada, emeklilik döneminin "yan gelip yatma" olarak algılanmaması gerektiğini belirtti. Çelik, insanların 35-40 yıl çalıştıktan sonra emekli olduklarını ve bu sürenin, aktif çalışma hayatının yorgunluğunu atma ve sosyal güvenlik haklarının bir karşılığı olduğunu ifade etti.
Sosyal güvenlik alanında uzman olan Prof. Dr. Aziz Çelik, Türkiye’deki emeklilik sistemi üzerine yaptığı açıklamada, emeklilik döneminin yanlış anlaşılmalarla ele alındığını söyledi. Çelik, emekliliğin, yıllarca süren bir çalışma döneminin ardından kazanılan bir hak olduğunu ve insanların bu süreçte dinlenmeyi hak ettiklerini vurguladı. "Türkiye’de emeklilikler yan gelip yatma dönemi değildir," diyen Çelik, 35-40 yıl gibi uzun süre çalışan bireylerin emekli olduktan sonra dinlenme hakkının doğal bir hak olduğunu dile getirdi.
Türkiye’de emeklilik yaşının genellikle 60’lı yaşlara denk geldiğini hatırlatan Çelik, bu süreçte bireylerin artık iş gücü piyasasından çekilerek, sağlık ve sosyal yaşamlarına odaklanmak istediklerini belirtti. Emekliliğin, bireylerin hem fiziksel hem de zihinsel olarak yıllarca süren çalışmanın ardından dinlenme dönemine girmelerini sağlayan bir süreç olduğunu vurgulayan Çelik, bu dönemin ekonomik ve sosyal güvenlik sisteminin bir parçası olduğuna dikkat çekti.
Çelik’e göre, Türkiye'deki emeklilik sistemine dair eleştirilerin, çalışılan yılların getirdiği emeğin ve çabanın göz ardı edilmesine neden olabileceğini ifade etti. Emeklilerin geçim sıkıntısı yaşamaması ve yaşam standartlarını koruyabilmesi için sosyal güvenlik sisteminin güçlendirilmesi gerektiğini savunan Çelik, mevcut düzenin bu yönde iyileştirilmesi gerektiğini belirtti.
Prof. Dr. Çelik, emeklilik sisteminin, çalışanların sadece maddi güvenliklerini değil, aynı zamanda uzun çalışma yıllarının ardından kaliteli bir yaşam sürmelerini de hedeflediğini söyledi. Bu nedenle emeklilik döneminin, bir yan gelip yatma değil, yıllarca verilen emeğin karşılığı olarak sosyal bir hak olduğunu vurguladı.