Hayat, bazen sıradan gibi görünen bir yolculuğun, sıra dışı bir maceraya dönüşmesini sağlayabilir. İşte bu hikaye de tam olarak böyle başladı. Şırnak’ın küçük bir köyünde yaşayan Ahmet ve Ayşe Çelik çifti, 16 yıl boyunca inekleriyle birlikte 6 kıtada 40 ülke gezme cesaretini gösterdiler. Maceraları, sadece seyahat tutkusuyla değil, aynı zamanda hayvan sevgisiyle de şekillendi. Bu sıradışı geziler, hem yerel kültürlerle tanışmalarını sağladı hem de tarım ve hayvancılık ile çevrelerini buluşturdu.
Ahmet Çelik, çocukluk hayali olan seyahat etme tutkusunu gerçekleştirmek için yıllar boyunca biriktirdiği hayvanları ile yola çıkma kararı aldı. Ve bunun için de en sevdikleri olan ineklerini tercih etti. Herkesin alıştığı seyahat araçları yerine inekleri kullanmaktan çekinmeyen çift, hayvanları ile birlikte farklı kültürleri tanımak ve çeşitli yerler görmek istediklerini belirtiyorlar. İlk olarak Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde seyahat etmeye başlayan çift, kısa sürede Hakkari, Van, Muş gibi illerin yanı sıra yurt dışına açılmayı da hedeflediler.
İlk yurt dışı seyahatlerini 2008 yılında yaptıktan sonra, seyahat etmenin sadece bir tutku değil, aynı zamanda öğrenme sürecinin de parçası olduğunu keşfettiler. Her ülkeye girdiklerinde, yerel halkla iletişim kurarak onların yaşam tarzlarını, geleneklerini ve kültürel zenginliklerini öğrendiler. Bu süreçte, sadece gezmekle kalmayıp, çeşitli sosyal sorumluluk projelerine de katıldılar. Ziyaret ettikleri ülkelerde, tarım ve hayvancılıkla ilgili bilgilerini paylaşarak yerel çiftçilere yardımcı oldular. Bu durum, onlara hem duygu dolu anılar kazandırdı hem de sosyal dayanışmanın önemini bir kez daha hatırlattı.
Birçok kişi, yurt dışında seyahat etmenin yüksek maliyetlerin gerektirdiğini düşünebilir. Ancak Ahmet ve Ayşe, hayvancılığı kullanarak bu tabuları yıkmayı başardılar. İnce hesaplamalar yaparak, gezilerini inekleri sayesinde finanse ettiler. Seyahat ettikleri süre boyunca, hayvanlarıyla birlikte yolda geçirdikleri süre zarfında, çiftçilikle ilgili ihtiyaçlarını karşılamak için çiftliklerini terk etmediler. İnternetten aldıkları siparişlerle, ineklerin sütlerini ve ürünlerini satarak, birçok masraflarını bu şekilde karşıladılar.
Bu süreçte, yerel halkla işbirliği yaparak tarımsal ürünler hakkında bilgi alışverişinde bulundular. Yeni yerlerde nasıl ürünlerin yetiştirildiğini ve ineklerin nasıl beslendiğini bizzat görerek, kendi çiftliklerinde uygulamak üzere yenilikçi yöntemler öğrendiler. Bu sayede, gezi masraflarını dengelemekle kalmayıp, aynı zamanda kendi tarımları ve hayvancılığını geliştirme şansı buldular.
Ayrıca, çift, sosyal medya platformlarında seyahat ettikleri yerlerle ilgili deneyimlerini paylaşarak diğer çiftçilerle ve seyahat severlerle etkileşimde bulundular. Bu paylaşımlar, yalnızca gezinin tanıtımını yapmakla kalmayıp, aynı zamanda tarım topluluğunda da farkındalık yarattı. Ahmet ve Ayşe’nin hikayesi, sadece bir seyahat deneyimi değil, aynı zamanda tarım sektörünün önemini vurgulayan bir örnek olarak da değerlendiriliyor.
Sonuç olarak, Şırnaklı Ahmet ve Ayşe çiftinin hikayesi, ineklerinin yardımıyla tüm dünyayı keşfeden sıradışı bir çiftin tutkusunu ve azmini yansıtıyor. 16 yılda 40 ülke gezerek, evlerin sınırlarını aşan bu yol hikayesi hem gerçek bir cesaret öyküsü, hem de insana dair derin bir bağlılık hikayesi olarak öne çıkıyor. Geçmişten günümüze kadar birçok seyahat hikayesi dinledik; fakat bu hikaye, yalnızca gezmek için değil, insanın köklerine ve doğal yaşama olan sevgisinin bir göstergesi olarak hafızalarımızda yer edinecek.